- asil olmayan at
- welaq
Türk-Kürt Sözlük. 2013.
Türk-Kürt Sözlük. 2013.
ASİL — Esas. Yedek olmayan. * Köklü. * Edebli, soylu. * Fık: Muamelâtta kendi nâmına hareket eden. * Akşam vakti. * Ölüm, mevt … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HAYAL — (C.: Hayâlât) Zihnen tasarlanan şey. Hakikatı bilinmeyip akılla tasarlanan veya gölgeli görünen şey. * Asıl olmayan ve akıldan geçen fikir … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
gerçek — sf., ği 1) Bir durum, bir nesne veya bir nitelik olarak var olan, varlığı inkâr edilemeyen, olgu durumunda olan, hakiki Kâğıt paranın saymaca değeri varsa da gerçek değeri yoktur. 2) is. Yalan olmayan, doğru olan şey, hakikat 3) Aslına uygun… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Deep state — The Deep state (Turkish: derin devlet) is alleged to be a group of influential anti democratic coalitions within the Turkish political system, composed of high level elements within the intelligence services (domestic and foreign), Turkish… … Wikipedia
bitimsiz — sf. Sonu olmayan, sınırlandırılıp belirlenmeyen, namütenahi Asıl derdi, tumturaklı sözler, bitimsiz tartışmalarla gözünü boyayıp birazcık yanında kalmamı sağlamak. T. Uyar … Çağatay Osmanlı Sözlük
derinliksiz — sf. Derinliği olmayan Yazar, asıl romana girinceye kadar yığınla derinliksiz bilgi aktarıyor. S. İleri … Çağatay Osmanlı Sözlük
konuk sanatçı — is. Asıl programda olmayan, program dışı etkinliğe katılan sanatçı … Çağatay Osmanlı Sözlük
kötülemek — i 1) Biri veya bir şey için olumsuz, aşağılayıcı, hoş olmayan sözler söylemek İsveçli doktorun suyu kötülemekteki asıl amacı, Viyana da bir bira fabrikası açmak iznini elde etmekmiş. S. Birsel 2) nsz İnsanın sağlığı bozulmak 3) nsz Nesnelerin… … Çağatay Osmanlı Sözlük
öz — 1. is., fel. 1) Bir kimsenin benliği, kendi manevi varlığı, iç, nefis, derun, varoluş karşıtı Özünü bir yerde bırakıp sadece kalıbını gezdirmişti. H. Taner 2) Kendine, kendi kendini anlamlarında birleşik kelimeler türeten bir söz Öz eleştiri, öz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
özgün — sf. 1) Yalnız kendine özgü bir nitelik taşıyan, orijinal Eskinin doğa ile uyuşan, özgün yapılarını yıkıp yerine yabancı, öykünme, yaratıcılıktan yoksun yapılar dikerek çirkinleştirdik. N. Cumalı 2) Bir buluş sonucu olan, nitelikleri bakımından… … Çağatay Osmanlı Sözlük
DALL-İ Bİ-L İŞARE — (Dâllibilişâre) Sözdeki mânanın işâretine göre delil olmak.Üç nevi delâletten biri ile sevkedildiği mânanın gayrisine yâni; söylenince maksud u asli olmayan bir mânaya delâlet eden lâfızdır. Meselâ: Cenab ı Hak bey i helâl, ribâyı haram kılmıştır … Yeni Lügat Türkçe Sözlük